24 Kasım 2009 Salı

1. Hafta -Genel Bakış- (21-22 Kasım 2009)

Business League heyecanı bu hafta oynanan 4 karşılaşma ile start aldı.

Haftanın ilk maçında Denizbank, Digiturk’ü 58-52 mağlup etmeyi başardı. Denizbank maç boyunca ribaundlarda büyük üstünlük kurarken, Digiturk hem ribaund alamadı hemde içerden hücum etmeyi bir türlü başaramadı. Bunun üstüne birde 3/23 gibi kötü bir yüzdeyle üçlük atınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Açıkçası Cihan Göncü’nün sakatlığı sebebiyle uzun süreler alamaması, Digiturk’ün pota altında pasif kalmasına yol açtı. Kötü şut attığınız bir karşılaşmada içerdende skor bulamazsanız, kazanmanız pek mümkün olmaz. Aslında Görkem özellikle maçın son bölümlerinde içerden etkili oldu, ancak Digiturk’ün Cihan’ın acilen sağlığına kavuşmasına ihtiyacı olduğu kesin.

Öte yandan Denizbank, hücumda yaptıkları bazı gereksiz top kayıplarını saymazsak derli toplu bir görüntü çizdi. Mustafa Keskintürk hücumda herşeyi doğru yaptı. 22 sayıyı 8/11 gibi bir isabetle üretti, bunda en büyük etken hücumun akışı içinde zorlamadan doğru şut tercihleri yapmasıydı. Yine de eklemek gerekir, 3.çeyreğin sonlarına doğru 2 tane el üstü üçlükten isabet buldu ve bu maçın seyrini değiştirdi. Denizbank takım olarak çok uzun veya kalın gözükmese de, oldukça agresif bir şekilde hücum ribaundlarını kovaladılar ve bunda başarılı oldular. Özellikle çemberden seken ‘’uzun ribaundlar’’ dediğimiz pozisyonlarda kısalar muazzam işler yaptı. Burada Şerif Alyanak’a ayrı bir parantez açmak lazım. Çok atlet ve savunma yapmayı seven bir oyuncu. Eğer şutu bundan sonra daha istikrarlı olursa, Denizbank takımı bir seviye daha yukarıya çıkabilir.

Eğer Cihan tam olarak hazır olsaydı, görüntü değişebilirdi. Sonuçta kabul etmek gerekir, Denizbank 1 sene ara verdiği Business League’e iyi bir başlangıç yaptı.

Cumartesi günü oynanan diğer karşılaşmada Tüpraş, ligin yeni ekiplerinden olan Kordsa Global'i 80-40’lık skorla mağlup etmeyi başardı.

Çetin Hoca’nında sürekli vurguladığı gibi Tüpraş düzenli olarak antreman yapan hazır bir takım. Eldeki mücadeleci kadro ve Emin gibi bir skorerin yanına yeni eklenen Yusuf Yıldırım, sadece 1 ribaundla triple double kaçırdı. Hatta üzerine 3 top çalma daha eklesek quadruple double yapacaktı.

Genel olarak baktığımızda Tüpraş takımı uzun, atletik, hızlı hepsinden önce tam bir takım. Bu sene bir çok rakibini yoracak, başını döndürecek Çetin Hoca’nın öğrencileri. Bu haftasonu izlediğimiz 8 takımın içinden en çok sivrilen ekip Tüpraş’tı.

Kordsa’nın şanssızlığı daha Business League’deki ilk karşılaşmalarında ligin en güçlü ekiplerinden biriyle oynamaları oldu. Onları bu maçla adil olarak değerlendirmek pek mümkün değil. Ancak daha ilk çeyrekte fark açılmasına rağmen gayet disiplinli oynayıp takım halinde kalmayı başarmaları dikkat çekti.


Pazar günü Business League heyecanı Deloitte-Pfizer mücadelesiyle start aldı.

Zevkli geçen karşılaşmada, son çeyrekte kötü hücüm eden ve sadece 4 sayı üreten Pfizer kendi sonunu hazırladı. Deloitte aslında çok iyi oynamamasına karşın sahadan 66-53 galip ayrılmayı başardı.

Geçen sezon çeyrek finalde Tüpraş ile karşılaşan Deloitte, maçı 3.çeyreğe kadar kafa kafaya götürüp kaybetmişti. Ancak geçen sezonun sürpriz ekiplerinden olan Deloitte, kadrosundan 4 tane önemli oyuncuyu kaybetmesinden ötürü sezonun ilk maçında eski görüntüsünden uzaktı.

Hakan ve takıma bu sezon yeni katılan Bekir, ligin belkide en iyi pota altı ikililerinden birini oluşturacak. Ancak geçen sezon üçlük yarışmasınıda kazanan keskin şutör Efe Cun dışında, Deloitte’in dışardan skor üretecek oyuncusu yok. Durum böyle olunca, sezon boyunca takımlar Hakan ve Bekir’in üzerine bol bol yardım getirecek. Ama Deloitte adına esas problem, iyi bir oyun kurucularının olmaması. Pfizer karşısında 17 asist yaparken bunun karşılığında 23 top kaybı yaptılar. Geçen seneki yetenekli kısalarıyla bu rakam 10-12 civarında olurdu. Hücumdan bu kadar bahsetmişken forvet Emrah Tekgül’ünde hakkını yemeyelim. Emrah karşılaşmayı, 23 ribaund ve 4 top çalmayla tamamladı. Özellikle oyunun savunma yönünde ekstra işleri mükemmel yaptı.

Pfizer ise, ilk maç sebebiyle biraz heyecanlı gözüktü. 3.çeyrekte bir ara öne bile geçtiler. Ancak 16 savunma ribaundu aldıkları karşılaşmada rakibe 23 hücum ribaundu verince kazanmaları mümkün olmadı. Aslında pota altında Hakan ve Bekir’i durdurmak adına iyi işler yaptılar, ancak söylediğim gibi rakibin 56 ribaund aldığı bir karşılaşmada 23 ribaund alırsanız, kazanamazsınız. Deloitte’in pota altında daha uzun ve kalın oyunculardan kurulu olduğunu kabul etmek lazım. Ancak belkide daha kısa bir takımla Pirelli gibi uzun bir takıma karşı mücadele eden Danone, rakibine pota altında ve ribaundlarda direnmeyi başardı.

Tayga Kaan Hilal karşılaşmayı 20 sayıyla tamamlarken, 3.çeyrekte oynadığı müthiş oyunla bir ara takımını öne geçirmeyi başardı. Ancak tam dengeyi kurmuşken, Pfizer belkide maçı kazandıracak hücumlardan üst üste boş döndü. Hücumda sendelemelerine karşın aslında iyide savunma yaptılar. Ancak bir türlü alınamayan ribaundlar, Pfizer takımının maçı kaybetmesine neden oldu.

Haftanın son maçı Pirelli ile yeni ekiplerden Danone arasında oynandı. Danone ekibi karşılaşmadan 93-78 galip ayrılarak lige iyi bir başlangıç yapmış oldu.

Zaman zaman oyun içinde sertlikler yaşandı ancak her şey centilmenlik sınırları içinde kaldı. Açıkçası iki takım, yüksek tempolu, seyir zevki yüksek kıran kırana bir mücadele ortaya koydular.

Pirelli dengeli bir takım. Geniş bir benchleride var. En önemlisi basketbolu iyi biliyorlar. Ancak kendilerinden çok daha genç, kısa ve atlet oyunculardan kurulu Danone takımının yaptığı tempoya cevap vermek yerine, yarı sahada oynamayı tercih etseler daha verimli olabilirlerdi. Özellikle yarı saha oyununda Kerem Üren’den faydalandıkları anlarda başarılı oldular. Kerem’in erken faul problemi (karşılaşma zaten çok faullu geçti, iki takım toplam 58 faul’e imza attılar) yaşaması, hücumda ve savunmada onları zorladı. Takıma yeni katılan Recep Göklek’ten bahsetmekte fayda var. Her ne kadar şutlarında pek isabet bulamadıysada, tempo yapmayı seven gerçek bir oyuncu kurucu. Ancak Pirelli’nin 2 ağır uzunla oynadığı düşünülürse, hücumda zaman zaman frene basması ve yarı saha hücumunu tercih etmesi takımının yararına olur.

Danone benim için haftasonunun tatlı sürprizi oldu. Zaman zaman 5 kısayla bile oynadıkları oldu. Aslında gerçek bir uzunlarıda yok. Ama müthiş tempo yapıyorlar. Kısa bir takım olmalarına rağmen pota altında kendilerinden daha fiziksel ve uzun bir takıma karşı direnmeyi başardılar. Takım halinde ribaundları saldırıyorlar. Danone takımı Aklıma NCAA’de mücadele eden geçen yılki Liberty’i getirdi. Sakatlıklar ve eksiklikler sebebiyle bütün sezon 5 kısa ile oynayan Liberty oldukça başarılı bir yıl geçirmiş, hatta konferans finaline kadar yükselmişti. Bunun yanı sıra, 3 sayı çizgisinin gerisinden müthiş bir yüzdeyle attılar (9/19). Sinan Eralp’in müthiş bir performans sergilediğini belirtmekte fayda var. Son çeyreğin başında 5 faul alıp kenara gelmesine karşın, sadece 28 dakikada 42 sayı üretmeyi başardı. Maçın kopmaya başladığı 3.çeyrekte tam 17 sayı üretti. Sadece Sinan değil, neredeyse bütün Danone takımı içeri penetre etmeyi seven delici bir takım. Bütün sezon boyunca aynı bu maçta olduğu gibi rakiplerine eşleşme problemleri yaratabilirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder