29 Aralık 2009 Salı

5. Hafta -Haftanın Beşi- (26-27 Aralık 2009)


Bu haftanın beşinde, tanıdık isimlerle beraber listeye ilk defa dahil olan isimlerde mevcut. Haftanın beşine bir göz atalım.

[] Hasip Gencer (Uno) 15 sayı, 3 asist

Uno’nun büyük üçlüsünden bahsederken bazı şeyleri atlamışız demek ki. Uno bu hafta ilk 5’ten Erman Akkurt ve İsmail Uyanık’ın yokluğunda, Hakan Şenol ve Emre Kuzubaşıoğlu’na yardım edecek bir kişiye daha ihtiyaç duydu. Çağrıya cevap veren ise 36 dakika sahada kalıp, 15 sayı 3 asist üreten Hasip Gencer oldu.

[] Sinan Eralp (Danone) 34 sayı, 7 ribaund

Sinan Eralp bu hafta Pfizer karşısında durdurulamaz penetlerini sürdürdü ve tam 34 sayı üretti. Ancak beni fazla etkileyemedi. İlk hafta Pirelli gibi bir takım karşısında 42 attığı düşününce neden etkilenmediğimi sizde anlarsınız. Şaka bir yana, Danone oynadığı 3 karşılaşmadan galip ayrılmayı başardı. Bunda Sinan Eralp’in katkısı tartışılmaz

[] Serdal Gazcılar (Yapı Kredi) 22 sayı, 8 ribaund, 4 asist

Yapı Kredi, Serdal Gazcılar’ın oynamasıyla beraber bambaşka bir görüntüye büründü. 5/12 3 sayılık isabetiyle iyi bir şutör olduğunu kanıtlaması bir yana, en çok etkilendiğim nokta 4 asist’e karşılık olarak sadece 1 top kaybı yapmasıydı. Bu Business League için muhteşem bir oran.

[] Hakan Şenol (Uno) 24 sayı, 7 ribaund, 7 asist

Bu listeyi alışkanlık haline getiren bir başka isimde Hakan Şenol. Eşsiz footwork’ü sayesinde sahada neredeyse istediği her şeyi yapabilen Hakan Şenol, bu hafta yeni oyuncularında eklenmesiyle oldukça güç kazanmış olan TEB karşısında takımına galibiyeti getirdi.

[] Eray Iscan (TEB) 24 sayı, 8 ribaund

Haftanın sorusu geliyor. Nerelerdeydin Eray İscan? İlk 2 hafta takımda yer alamayan, bu hafta ise oynadığı oyunla TEB’in Uno’yu son çeyrekte korkutmasını sağladı. Hem içeriden skor üretebilen, hem de korkusuzca şut atan Eray İscan TEB takımının tam ihtiyacı olduğu tipte bir oyuncu.

Haftanın Dikkat Çeken Diğer İsimleri;

İlker Sarıkaya (Tabipler Odası) 15 sayı, Selçuk Yönter (Tabipler Odası) 13 sayı 16 ribaund, İbrahim Demirel (Mars) 21 sayı 7 ribaund, Aykut Atar (Arena) 17 sayı 11 ribaund.

24 Aralık 2009 Perşembe

4. Hafta -Haftanın Beşi- (19-20 Aralık 2009)


4.haftanın beşini seçmek oldukça zorluydu. Bir çok oyuncu haftanın 5’inde yer almayı hakeden performanslar sergilemesine karşın listeye dahil olamadı. Diğer haftalara nazaran bu hafta ‘’dikkat çeken diğer isimler’’ köşesi oldukça kalabalık.


[] Recep Göklek (Pirelli) 23 sayı, 14 ribaund, 7 asist

Recep Göklek 2 hafta üst üste bu listede yer almayı başardı. Her hafta takımını yönetme konusunda aşama kaydediyor. Açık olan bir şey var ki, geçen sezon iyi point guard bolluğu yaşadığımız Business League’de, bu sezon bu konuda biraz kıtlık yaşıyoruz. Bundan sonraki haftalarda Recep Göklek’in adını düzenli olarak haftanın beşinde görmemiz muhtemel.

[] Emin Birinci (Tüpraş) 21 sayı, 6 ribaund

Tüpraş’ın 30+ atmasına alıştığımız solak skoreri Emin Birinci, bu hafta 23 dakikada 21 sayıya imza attı. Hem Yusuf Yıldırım’ın gelişi, hem de Tüpraş’ın etkili hızlı oyununu daha üste taşıması Emin’in üzerindeki sorumluluğu azaltıyor.

[] İbrahim Demirel (Mars) 27 sayı

Ligin yeni ekibi Mars, bu hafta ligin güçlü ekibi Denizbank’ı mağlup ederken İbrahim Demirel sahnedeydi. İstikrarlı şut atamasada, son çeyrekte arka arkaya kritik faullerden isabet bularak (toplamda 10/10) ligin en soğukkanlı oyuncularından biri olduğunu gösterdi.

[] Görkem Gürel (Digiturk) 22 sayı, 13 ribaund, 3 asist

Görkem Gürel, iyi bir forvetin sahip olması gereken her şeye sahip. Ayrıca Digiturk’ün koçu Emre Erkan’ın söylediğine göre basketbol altyapısı da mükemmel. Skorer iç güdüsü dışında çok güçlü ve temastan kaçınmayan bir oyuncu olduğunu belirtmek gerek. Bunların yanında başka ne isteyebiliriz? Bu kadar fazla top kaybı yapmamasını. 2 haftada toplam 15 top kaybı pek küçümsenecek bir rakam değil.

[] Murat Yucaoğlu (Garanti Bonus) 20 sayı, 11 ribaund

Bu sezon Garanti Bonus’un bu kadar farklı olmasının en büyük sebebi Murat Yucaoğlu. Oldukça sade ve dikkat çekmeyen bir oyunu olmasına karşın istikrarlı maçlar çıkarmayı sürdürüyor. Duran Çapkan’ın yanına hem skor üretebilen hemde savunma yapabilen bir forvetin katılması takıma adeta seviye atlattı.

Haftanın Dikkat Çeken Diğer İsimleri;

Merter Çetiner (Digiturk) 21 sayı 6 ribaund 6 top çalma, İlker Sarıkaya (Tabipler Odası) 16 sayı 4 ribaund, Özgür Gemici (Metis) 24 sayı 13 ribaund, Ali Aktaş (GittiGidiyor) 18 sayı 6 top çalma, Yusuf Yıldırım (Tüpraş) 21 sayı 5 ribaund, Harun Yorulmazlar (Yapı Kredi) 16 sayı 11 ribaund, Berker Kayacı (Garanti Emeklilik) 18 sayı 16 ribaund, Selahattin Karış (Opet) 18 sayı 3 asist.

3. Hafta -Haftanın Beşi- (12-13 Aralık 2009)


3. Hafta birbirinden etkileyici bireysel performanslara sahne oldu. 2. haftada oyuncu seçerken sıkıntı yaşamıştım, ancak bu hafta iyi performanslar sergileyen bazı oyuncular haftanın dikkat çeken isimleri arasında bile yer alamadılar. Belli ki, oyuncular da bireysel olarak yavaş yavaş forma giriyorlar.

[] Recep Göklek (Pirelli) 25 sayı 8 ribaund 6 asist

İlk hafta oynadığı karşılaşmanın aksine, daha kontrollü ve akılcı oynadı. Hızlı oynamayı ve çembere gitmeyi seven bir oyuncu.

[] Merter Çetiner (Digitürk) 24 sayı

Digiturk’ün önemli skoreri Merter Çetiner, toplamda 10/19 isabetle 24 sayı üretti. Tempo yükseldiğinde asıl etkisi ortaya çıkıyor.

[] İbrahim Demirel (Mars) 27 sayı

Takımı ilk maçını oynamanın şaşkınlığı içerisindeyken, son çeyrekteki skorer oyunuyla takımını maça ortak etmeyi başardı.

[] Volkan Baş (BASF Türk) 19 sayı 15 ribaund 3 blok

Ne diyelim. Volkan Baş bu listeye girmeyi alışkanlık haline getirdi ve beni 2 tane 5 numarayı haftanın beşine almaya ikna etti.

[] Emre Kuzubaşıoğlu (UNO) 20 sayı 15 ribaund 2 blok

UNO’nun büyük üçlüsünden haftanın beşine girmeyi başaramayan tek isimdi. Ligin en tecrübeli ve yetenekli uzunlarından biri ve bu haftaki performansıyla haftanın 5’inde yer almayı fazlasıyla haketti.

Haftanın dikkat çeken diğer isimleri;

Mustafa Keskintürk (Denizbank) 22 sayı, Erden Gürden (TEB) 21 sayı, Ali Çamlı (Opet) 17 sayı(4/4 üçlük isabeti) 8 ribaund, Mustafa Paydaş (Pfizer) 17 sayı, 7 ribaund.

14 Aralık 2009 Pazartesi

2. Hafta -Haftanın Beşi- (05-06 Aralık 2009)


Haftanın beşini seçmek her zaman zor bir iş. Kesin bir kriter olduğunu söylemek mümkün değil. Kimi zaman etkileyici rakamlar ön plana çıkarken, kimi zaman doğru işleri yapan oyuncular bu listeye dahil oluyorlar. Çekişmeli maçlarda skora etki eden oyuncuların ayrı bir şekilde dikkate alındığını belirtmekte fayda var.

Bu haftasonu özellikle oyun kurucu pozisyonunu doldurmakta güçlük çektim. Dikkat çekici performanslar olmaması bir yana, genelde guardların çoğu asistten fazla top kaybı yaptılar.


[] Volkan Baş (BASF Türk) 16 sayı 13 ribaund

Maçın sonlarında sorumluluk almaktan çekinmedi. Kontrollü oynadı. Maç boyunca faul atışlarında problem yaşarken en kritik atışları sokmayı başardı.


[] Berker Kayacı (Garanti Emeklilik) 30 sayı 25 ribaund

Korkusuz oynadı, maç boyu potayı görmekten çekinmedi. Çok atletik bir oyuncu ve hızlı hücuma çok yatkın bir uzun. Zaten geçen yılın ribaund kralı olduğunu biliyoruz.


[] Erman Akkurt (UNO) 33 sayı 7 ribaund 7 top çalma

Ligin en çok korkulan skorerlerinden biri. Çok güçlü bir oyuncu, potaya giderken onu durdurmak pek kolay değil.


[] Mert Yenice (Garanti Bonus) 20 sayı

Kenardan gelerek tam 20 sayı üretti. En önemlisi, 3.çeyreğin sonu ve son çeyreğin başında bulduğu kritikler basketlerle maçı çözen oyuncu oldu.


[] Hakan Şenol (UNO) 17 sayı 11 ribaund 6 asist

Her ne kadar çok yönlü bir performans sergilediysede, bazen çok fazla şey yapmak istedi. Sonucunda 9 top kayıplık bir fatura ortaya çıktı. Her ne kadar topu getiren oyuncu olmasada, UNO takımının beyini.

2. Hafta -Genel Bakış- (05-06 Aralık 2009)


Bu hafta, Opet ve Uno gibi yıllardır ligde mücadele edip, şampiyon olmayı başarmış 2 takımı ilk defa izleme şansı yakaladım.

Öncelikle şunu söyleyelim, Opet bambaşka bir takım. Şampiyon ekipten geriye takımın pivotu İbrahim Bayram ve İsmail Cem Gökmen kaldı. Yeni gelen isimlerle beraber, oldukça uzun bir takım olmuşlar. Sahada 2 metre civari 3 oyuncu, hatta zaman zaman 4 oyuncu ile yer aldılar. Her ne kadar dış şutlarda isabet sağlayamasalar da Metis karşısında rahat bir galibiyet aldılar. Metis’te bu ligde maç kazanabilecek bir takım olduğunu zaten geçen yıl kanıtlamıştı. Opet gibi uzun bir takımla pota altında mücadele etmeyi başardılar.

Uno yıllardır aşağı yukarı aynı ekiple ligde mücadele ediyor. Benim büyük üçlü adını verdiğim, Erman Akkurt, Hakan Şenol ve Emre Kuzubaşıoğlu bu hafta takımlarının ürettiği 79 sayının 51’ine imza koydular. Maçın özellikle başlarında biraz aceleci davranıp aşırı top kayıpları yaptılar. Bunu genele yaymak pek doğru olmaz çünkü tecrübeliler ve disiplinli basketbol oynuyorlar. Ancak biraz yaşlanmaya başladıklarını kabul etmek gerekir. Geçen sene daha genç ve diri olan Turkcell takımına karşı çeyrek finalde oldukça tempolu oynanan karşılaşmayı kaybetmişlerdi. Bunları söylerken Uno’nun üstünü çizmiyorum. Benim düşünceme göre hala ligin en iyi 3-4 takımından biriler. Arena ise ligin ilk maçında bu kadar güçlü ve tecrübeli bir takımla oynayınca zorlandı. Bireysel olarak kısıtlı bir takımlar. Ama 40 dakikayı neredeyse aynı tempoda oynamayı başardılar. İyi hazırlandıkları belli oluyor.

Ligin kendini kanıtlamış iki güçlü takımına karşı mücadele eden Metis ve Arena’yı tam olarak değerlendirmek için biraz daha beklemek gerektiğini düşünüyorum.

TEB ve Basf bu haftanın en çekişmeli mücadelesine imza attılar. 3.çeyreği 6 sayı geride tamamlayan Basf hiç panik yapmadan oynamaya devam etti ve maçtan 4 sayılık galibiyetle ayrıldı. İlk 3 çeyrekte 30 sayı üretebilirken son çeyrekte tam 19 sayı ürettiler. Bu onların ne kadar soğukkanlı olduklarını gösteriyor. Teb ise adeta elindeki maçı verdi. Maçın bitimine daha 3 dakika varken acele hücumlar etmeye başladılar (Takım olarak 30 adet 3 sayılık atış denediklerinide ekleyelim). Bu hücumlarda Basf pota altında eridi. Karşılaşmada oynanan basketbol çok üst düzeyde değildi, ancak yaşanan mücadele seyire değerdi.

Garanti Emeklilik ise Gitti Gidiyor karşısında rahat bir galibiyet aldı. Geçtiğimiz sezon Garanti Emeklilik’in büyük kozu olan Berker Kayacı, 30 sayı 25 ribaundluk performansıyla adeta kaldığı yerden devam etti. Garanti Emeklilik cephesinde pek fazla bir değişiklik yok. Onları bu maçla tartmak pek adil olmaz. Gitti Gidiyor ise hem yetenek, hem tecrübe, hem de oyun içi disiplin olarak ligdeki bir çok takımdan oldukça geride. Açıkçası onlar için 1 maç bile kazanmak büyük bir başarı olacak.

Geçen yıla göre en büyük değişimi gösteren takımlardan biri Garanti Bonus. Duran Çapkan’ın yanına Murat Yucaoğlu’nu ekleyerek pota altında üst düzey bir takım haline gelmişler. Geçtiğimiz sezonda takımda olan kısalar, zaten ortalama bir kalitedeler. Oynadıkları ilk maçta, bütün kısalar daha verimli ve tecrübe kazanmış gözüktü. Dikkatimi çeken şey, neredeyse tüm maçı 6 kişiyle oynamış olmalarıydı (Kenardan gelip 5-6 dakika oynayan 3-4 oyuncuyu saymazsak). Bench’in derinliği bir soru işareti olabilir. Yapı Kredi’de fena takım değil, Serhat Bayhan ve Harun Yorulmazlar gibi hem skor üretebilen, hemde içerde temastan kaçınmayan uzunları var. Ama takım olarak Business League’de ilk maçları olması sebebiyle hem heyecanlı hem de tutuktular. Üstlerindeki pas zamanla silinecek. O zamana kadar kesin bir değerlendirme yapmak biraz güç.


Yiğit M. Tezcan.

24 Kasım 2009 Salı

1. Hafta -Haftanın Beşi- (21-22 Kasım 2009)

Kerem Üren (Pirelli) 21 sayı, 16 ribaund, 2 blok.
Pota altında başarılı olabilmek için gerekli bütün özelliklere sahip. Ligin en uzun oyuncularından biri, aynı zamanda iyi bir atlet. Bu haftasonu takımı kaybetmesine karşın, ligin en dikkat çeken uzunlarından biri oldu.

[] Hakan Özacar (Deloitte) 15 sayı, 8 ribaund
Müthiş rakamlarla oynamadıysa da, verimli hücum etti. 31 dakikada 7/11 şut isabetiyle oynadı, ve sadece iki top kaybı yaptı. Tutarlı kısa ve orta mesafe şutu ve çember etrafındaki bitiriciliğiyle önemli bir tehdit.

[] Mustafa Keskintürk (Denizbank) 21 sayı, 3 ribaund, 3 asist
Müthiş bir isabetle (8/11) 21 sayı üretti. Kritik anlarda üst üste bulduğu 2 üçlükle belkide takımına maçı kazandırdı. Kusursuz fundamentalıyla yaptığı her şeyi oldukça kolaymış gibi gösterdi.

[] Sinan Eralp (Danone) 42 sayı, 7 ribaund
Çok iyi penetre eden, tempo yükseldiğinde iyice ön plana çıkan bir oyuncu. İyi bir şutör olduğunuda eklemek gerekir. Aynı performansı her hafta sergilermi bilinmez ama, ilk haftanın tatlı sürprizi Danone takımını 3.çeyrekte ürettiği 17 sayıyla sırtladı.

[] Tayga Kaan Hilal (Pfizer) 20 sayı, 4 ribaund, 6 top çalma
İyi bir şutör, aynı zamanda zor şutları kullanmaktan çekinmiyor. Takımı maç boyunca hücumda aksamasına karşın, hücumda üzerine düşeni yaptı. Belki son çeyrekte daha aktif olsa, takımı maçı kazanabilirdi.

Haftanın Dikkat Çeken Diğer İsimleri;

Cenk Aygen (Danone) 21 sayı 3 ribaund, Görkem Gürel (Digitürk) 17 sayı 8 ribaund, Yusuf Yıldırım (Tüpraş) 16 sayı 14 ribaund 9 asist 7 top çalma, Efe Cun (Deloitte) 18 sayı, 3 ribaund.

1. Hafta -Genel Bakış- (21-22 Kasım 2009)

Business League heyecanı bu hafta oynanan 4 karşılaşma ile start aldı.

Haftanın ilk maçında Denizbank, Digiturk’ü 58-52 mağlup etmeyi başardı. Denizbank maç boyunca ribaundlarda büyük üstünlük kurarken, Digiturk hem ribaund alamadı hemde içerden hücum etmeyi bir türlü başaramadı. Bunun üstüne birde 3/23 gibi kötü bir yüzdeyle üçlük atınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Açıkçası Cihan Göncü’nün sakatlığı sebebiyle uzun süreler alamaması, Digiturk’ün pota altında pasif kalmasına yol açtı. Kötü şut attığınız bir karşılaşmada içerdende skor bulamazsanız, kazanmanız pek mümkün olmaz. Aslında Görkem özellikle maçın son bölümlerinde içerden etkili oldu, ancak Digiturk’ün Cihan’ın acilen sağlığına kavuşmasına ihtiyacı olduğu kesin.

Öte yandan Denizbank, hücumda yaptıkları bazı gereksiz top kayıplarını saymazsak derli toplu bir görüntü çizdi. Mustafa Keskintürk hücumda herşeyi doğru yaptı. 22 sayıyı 8/11 gibi bir isabetle üretti, bunda en büyük etken hücumun akışı içinde zorlamadan doğru şut tercihleri yapmasıydı. Yine de eklemek gerekir, 3.çeyreğin sonlarına doğru 2 tane el üstü üçlükten isabet buldu ve bu maçın seyrini değiştirdi. Denizbank takım olarak çok uzun veya kalın gözükmese de, oldukça agresif bir şekilde hücum ribaundlarını kovaladılar ve bunda başarılı oldular. Özellikle çemberden seken ‘’uzun ribaundlar’’ dediğimiz pozisyonlarda kısalar muazzam işler yaptı. Burada Şerif Alyanak’a ayrı bir parantez açmak lazım. Çok atlet ve savunma yapmayı seven bir oyuncu. Eğer şutu bundan sonra daha istikrarlı olursa, Denizbank takımı bir seviye daha yukarıya çıkabilir.

Eğer Cihan tam olarak hazır olsaydı, görüntü değişebilirdi. Sonuçta kabul etmek gerekir, Denizbank 1 sene ara verdiği Business League’e iyi bir başlangıç yaptı.

Cumartesi günü oynanan diğer karşılaşmada Tüpraş, ligin yeni ekiplerinden olan Kordsa Global'i 80-40’lık skorla mağlup etmeyi başardı.

Çetin Hoca’nında sürekli vurguladığı gibi Tüpraş düzenli olarak antreman yapan hazır bir takım. Eldeki mücadeleci kadro ve Emin gibi bir skorerin yanına yeni eklenen Yusuf Yıldırım, sadece 1 ribaundla triple double kaçırdı. Hatta üzerine 3 top çalma daha eklesek quadruple double yapacaktı.

Genel olarak baktığımızda Tüpraş takımı uzun, atletik, hızlı hepsinden önce tam bir takım. Bu sene bir çok rakibini yoracak, başını döndürecek Çetin Hoca’nın öğrencileri. Bu haftasonu izlediğimiz 8 takımın içinden en çok sivrilen ekip Tüpraş’tı.

Kordsa’nın şanssızlığı daha Business League’deki ilk karşılaşmalarında ligin en güçlü ekiplerinden biriyle oynamaları oldu. Onları bu maçla adil olarak değerlendirmek pek mümkün değil. Ancak daha ilk çeyrekte fark açılmasına rağmen gayet disiplinli oynayıp takım halinde kalmayı başarmaları dikkat çekti.


Pazar günü Business League heyecanı Deloitte-Pfizer mücadelesiyle start aldı.

Zevkli geçen karşılaşmada, son çeyrekte kötü hücüm eden ve sadece 4 sayı üreten Pfizer kendi sonunu hazırladı. Deloitte aslında çok iyi oynamamasına karşın sahadan 66-53 galip ayrılmayı başardı.

Geçen sezon çeyrek finalde Tüpraş ile karşılaşan Deloitte, maçı 3.çeyreğe kadar kafa kafaya götürüp kaybetmişti. Ancak geçen sezonun sürpriz ekiplerinden olan Deloitte, kadrosundan 4 tane önemli oyuncuyu kaybetmesinden ötürü sezonun ilk maçında eski görüntüsünden uzaktı.

Hakan ve takıma bu sezon yeni katılan Bekir, ligin belkide en iyi pota altı ikililerinden birini oluşturacak. Ancak geçen sezon üçlük yarışmasınıda kazanan keskin şutör Efe Cun dışında, Deloitte’in dışardan skor üretecek oyuncusu yok. Durum böyle olunca, sezon boyunca takımlar Hakan ve Bekir’in üzerine bol bol yardım getirecek. Ama Deloitte adına esas problem, iyi bir oyun kurucularının olmaması. Pfizer karşısında 17 asist yaparken bunun karşılığında 23 top kaybı yaptılar. Geçen seneki yetenekli kısalarıyla bu rakam 10-12 civarında olurdu. Hücumdan bu kadar bahsetmişken forvet Emrah Tekgül’ünde hakkını yemeyelim. Emrah karşılaşmayı, 23 ribaund ve 4 top çalmayla tamamladı. Özellikle oyunun savunma yönünde ekstra işleri mükemmel yaptı.

Pfizer ise, ilk maç sebebiyle biraz heyecanlı gözüktü. 3.çeyrekte bir ara öne bile geçtiler. Ancak 16 savunma ribaundu aldıkları karşılaşmada rakibe 23 hücum ribaundu verince kazanmaları mümkün olmadı. Aslında pota altında Hakan ve Bekir’i durdurmak adına iyi işler yaptılar, ancak söylediğim gibi rakibin 56 ribaund aldığı bir karşılaşmada 23 ribaund alırsanız, kazanamazsınız. Deloitte’in pota altında daha uzun ve kalın oyunculardan kurulu olduğunu kabul etmek lazım. Ancak belkide daha kısa bir takımla Pirelli gibi uzun bir takıma karşı mücadele eden Danone, rakibine pota altında ve ribaundlarda direnmeyi başardı.

Tayga Kaan Hilal karşılaşmayı 20 sayıyla tamamlarken, 3.çeyrekte oynadığı müthiş oyunla bir ara takımını öne geçirmeyi başardı. Ancak tam dengeyi kurmuşken, Pfizer belkide maçı kazandıracak hücumlardan üst üste boş döndü. Hücumda sendelemelerine karşın aslında iyide savunma yaptılar. Ancak bir türlü alınamayan ribaundlar, Pfizer takımının maçı kaybetmesine neden oldu.

Haftanın son maçı Pirelli ile yeni ekiplerden Danone arasında oynandı. Danone ekibi karşılaşmadan 93-78 galip ayrılarak lige iyi bir başlangıç yapmış oldu.

Zaman zaman oyun içinde sertlikler yaşandı ancak her şey centilmenlik sınırları içinde kaldı. Açıkçası iki takım, yüksek tempolu, seyir zevki yüksek kıran kırana bir mücadele ortaya koydular.

Pirelli dengeli bir takım. Geniş bir benchleride var. En önemlisi basketbolu iyi biliyorlar. Ancak kendilerinden çok daha genç, kısa ve atlet oyunculardan kurulu Danone takımının yaptığı tempoya cevap vermek yerine, yarı sahada oynamayı tercih etseler daha verimli olabilirlerdi. Özellikle yarı saha oyununda Kerem Üren’den faydalandıkları anlarda başarılı oldular. Kerem’in erken faul problemi (karşılaşma zaten çok faullu geçti, iki takım toplam 58 faul’e imza attılar) yaşaması, hücumda ve savunmada onları zorladı. Takıma yeni katılan Recep Göklek’ten bahsetmekte fayda var. Her ne kadar şutlarında pek isabet bulamadıysada, tempo yapmayı seven gerçek bir oyuncu kurucu. Ancak Pirelli’nin 2 ağır uzunla oynadığı düşünülürse, hücumda zaman zaman frene basması ve yarı saha hücumunu tercih etmesi takımının yararına olur.

Danone benim için haftasonunun tatlı sürprizi oldu. Zaman zaman 5 kısayla bile oynadıkları oldu. Aslında gerçek bir uzunlarıda yok. Ama müthiş tempo yapıyorlar. Kısa bir takım olmalarına rağmen pota altında kendilerinden daha fiziksel ve uzun bir takıma karşı direnmeyi başardılar. Takım halinde ribaundları saldırıyorlar. Danone takımı Aklıma NCAA’de mücadele eden geçen yılki Liberty’i getirdi. Sakatlıklar ve eksiklikler sebebiyle bütün sezon 5 kısa ile oynayan Liberty oldukça başarılı bir yıl geçirmiş, hatta konferans finaline kadar yükselmişti. Bunun yanı sıra, 3 sayı çizgisinin gerisinden müthiş bir yüzdeyle attılar (9/19). Sinan Eralp’in müthiş bir performans sergilediğini belirtmekte fayda var. Son çeyreğin başında 5 faul alıp kenara gelmesine karşın, sadece 28 dakikada 42 sayı üretmeyi başardı. Maçın kopmaya başladığı 3.çeyrekte tam 17 sayı üretti. Sadece Sinan değil, neredeyse bütün Danone takımı içeri penetre etmeyi seven delici bir takım. Bütün sezon boyunca aynı bu maçta olduğu gibi rakiplerine eşleşme problemleri yaratabilirler.

23 Kasım 2009 Pazartesi

Business League'de Hava Atışı!


Business League’de yer alan, veya takip eden herkese selamlar!
Bu sene oluşturduğumuz Business League blogumuz, bize oynanan maçlar hakkında daha detaylı teknik yorumlar yapılacak bir alan yaratmasının yanısıra, başka yeni uygulamalarla beraber Business League heyecanını doya doya yaşayıp, lig hakkında sizleri daha geniş bir çerçevede bilgilendirebileceğimiz bir araç olacak.
Planlarımız arasında, haftalik maç analizlerinin yanı sıra, o hafta oynanan maçlardaki performanslara göre oluşturulacak haftanın beşi, takımların performanslarına göre şekillenecek bir güç sıralaması ve yakın rakipler arasında oynanacak maçların ön değerlendirmeleride var. Bu konular hakkında biraz daha detaylı bilgi vermek gerekirse;
1) Haftanın Beşi: O hafta oynanan maçlar içerisinde en dikkate değer performanslar alınıp oyuncuların oynadıkları pozisyonlara göre oluşturulacak bir kadro niteliği taşıyacak. Oyuncuların performansları hakkında 1 paragraflık kısa bilgiler, ayrıca iyi bir performans sergileyip haftanın beşinde yer alamayan 3-4 oyuncunun daha isimlerini içerecek.

2) Güç Sıralaması: Takımların oynadıkları rakiplere, aldıkları skorlara göre yapılan bir listeleme olacak. Mesela A takımı listede kendinden yukarda bulunan B takımını yendiği taktirde, bir sonraki haftanın listesinde bu takımın üstüne çıkabilecek. Business League formatı gereği her takım her hafta maç yapmadığı için, öncelikle ilk maçlarını tamamlayan takımlar arasında bir sıralama oluşturulacak, daha sonra takımlar yavaş yavaş maçlarını tamamlayıp ligi şekillendirmeye başladıklarında liste yenilenecek.

3) Ön Değerlendirmeler: Haftanın çekişmeli geçmesi beklenen maçları içinden bir tanesi seçilecek, takımlar masaya yatırılacak. Yine bu maçla ilgili görüşlerin ve röportajların blog’a eklenmesi mümkün olacak. Bu uygulama bütün takımlar ilk maçlarını oynadıktan sonra start alacak.

Blog’un hedefi, eleştirinin düzeyini kaçırmadan, daha bağımsız bir platformda sizlere Business League heyecanını yaşatmak olacak.
Görüşmek üzere....

Yiğit. M. Tezcan